Türkler tarih sahnesine çıktıkları çok eski çağlardan itibaren yeryüzünün çeşitli coğrafyalarında büyük devletler kurmuş, büyük medeniyetler yaratmışlardır. Siyasi ve askeri alanda elde ettikleri başarılarının, savaşçı, imar edici kimliklerinin yanında Türkler, hâkim oldukları topraklarda yaşayan halklara hoşgörülü yaklaşımları ile de dikkat çekmişlerdir.
Romalılar, Persler ve Bizanslılar tarafından Anadolu’nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören Ermeniler ise, Anadolu’yu kendilerine vatan edinen Türklerin adil, insani, hoşgörülü, birleştirici anlayış ve inancından kaynaklanan yönetim biçimi ile nefes alabilmişler huzurlu bir hayatın parçası olabilmişlerdir.
Ermeniler 11. ve 14. yüzyıllar arasında Selçuklu Türklerinin hâkimiyetinde, onların insanca yaşama hakkına saygılı bir yönetim anlayışı içersinde varlık göstermiş, bu anlayış Anadolu’da Selçuklu Devletinin yerine doğan bir başka Türk Devleti olan Osmanlı egemenliğinde de devam etmiştir.
15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet döneminde ise, Ermenilere din ve vicdan hürriyeti en üst düzeyde verilmiş, Ermeni cemaati için dini ve sosyal faaliyetlerini yönetmek üzere Ermeni Patrikliği kurulmuştur. Sözü edilen tarihlerden başlayarak Türklerle birlikte yaşadıkları topraklarda 19. yüzyılın sonuna kadar uzanan süre “Ermenilerin Altın Çağı” olarak tarihe geçmiştir.
Bu durum Osmanlı Devletinin zayıflamaya başladığı dönemlere kadar devlete bağlı, milletle sorunsuz "millet-i sadıka” olarak kabul edilen Ermenilerin, bazı Batılı Devletlerin yönlendirmesiyle başlattıkları isyan hareketleri ile sona ermiştir.
Bin yıldır refah içinde yaşadıkları ülkeyi parçalamaya çalışan Ermeniler 1.Dünya Savaşı sırasında ülkeyi işgal eden doğu Anadolu’da Rus, güneyde Fransız ve İngiliz ordularına destek olurlar. Zeytun ve Musa Dağı başta olmak üzere Anadolu’nun pek çok yerinde yeni ayaklanmalar başlatır, cepheye gönderilen mühimmat ve yiyecek konvoylarına saldırırlar. Osmanlı Hükümeti, ordusuna herhangi bir şekilde zarar verecek eylemleri engellemek amacıyla Van, Muş, Bitlis, Çatak ve Erzurum başta olmak üzere isyan bölgesinde yaşayan Ermenilerin bu illerden boşaltılmaları kararını alır. İstanbul, Edirne, Kastamonu, İzmir ve Antalya'da yaşayan Ermeniler ise bu karardan muaftır. Buna göre Ermenilerin Irak’taki Musul kentine göç etmeleri planlanır. Karar ülkenin sadece Kafkas, İran ve Sina cephelerinin güvenlik hattını oluşturan bölgelerindeki Ermenilerin savaş alanı dışına çıkarılması ile ilgilidir. Amaç asla Ermenileri yok etmek değildir, amaç devlet güvenliğini sağlamak ve onları da korumaktır.
Belgelerden Devletin, Ermenilerin yolculuk süresince bakımları için vilayetlere para yollandığı, onlar için fırınlar açıldığı, yabancı yardım kuruluşlarının yardımına müsaade edildiği, savaşın bütün şiddetiyle ağırlığını hissettirdiği bu süreçte Osmanlı kuvvetlerine, çeşitli saldırılara karşı Ermenilerin korunması için emir verildiği anlaşılmaktadır.
Ne yazıktır ki Savaş sırasında isyan eden, kargaşa çıkaran bu halkın yani Ermenilerin özellikle 1915 yılında Musul bölgesine gidişleri sırasında uğradıkları saldırılarda yaşanan ölümler, önyargıyla hareket eden devlet ve gruplar tarafından abartılarak gerçeklerle ilgisiz, siyasi amaçlarına uygun bir şekilde ifadelendirilmiştir. 1 milyon Ermeni’nin öldüğü yönündeki iddialara karşılık tarihi belgeler bu sayının 50 bin civarında olduğunu ortaya koymaktadır. Meydana gelen ölüm olaylarına bulaşıcı hastalıklar ve açlık sebep olurken, asıl Ermeni kayıplarının Osmanlı-Rus savaşı sırasında savaştan dolayı Rusya tarafına kaçan Ermeniler arasında yaşandığı görülmekte, aynı dönemde, benzer olaylarda, 2 milyon civarında Müslüman’ın öldüğü arşiv kayıtlarında geçmektedir.
Birinci Dünya Savaşının asıl mağdurları Ermeniler tarafından katliama soykırıma uğrayan Türklerdir. Daha seferberliğin başlangıcında, Türk birliklerine karşı saldırıya geçen Ermeni çeteleri, Türk köylerine baskınlar düzenlemek suretiyle sivil halka büyük zararlar vermişlerdir. Ermeni isyan ve katliamları sırasında katledilen Türklerin sayısı belgelere göre 523 bin 955 tir. Olay tarihleri ve yerleri belli olup da sayı tespiti yapılamayanlarla birlikte bu rakam 1 milyona ulaşmaktadır.
Türklerin 1.Dünya Savaşında Çanakkale’de ölüm kalım savaşı verdiği yıllarda Osmanlı vatandaşı "Sadık Teba" olarak bilinen Ermeniler, 7 Nisan 1915 den itibaren Van, Bitlis, Muş ve Çatak'ta ilk etapta 6 bin Müslüman Türkü katletmişlerdir. Bu bilgiler Fransız arşivlerinde yazılıdır.
Van'dan 80 bin Müslüman kaçmış, kalan 20 bin Müslüman vahşice öldürülmüştür. Bu bilgiler ise Rus belgelerinde kayıtlıdır.
Akla hayale sığmayacak işkenceler, tecavüzler yaşanmıştır. Yakın çevredeki 7 köyden kaçarak Zeve’ye sığınan yaklaşık 2 bin 500 Türkün kısa bir direnmenin ardından kadın-erkek, genç-yaşlı-çocuk demeden acımasızca katledilmesi bölgede yaşanan acı olaylardan sadece biridir. Ermeni çeteleri tarafından Akdamar Kilisesi'ne götürülürken zorla bindirildikleri kayıklardan iffetlerini korumak için atlayarak hayatlarına son veren 50 kızın gözyaşlarını ise hala saklar Van Gölü…
1918 yılında Rusların bölgeden çekilmesi sırasında Kars da diğer birçok merkez gibi Ermeni çetelerinin saldırısına uğramıştır. Kars'ın Arpaçay ilçesine bağlı Küçük Çatma köyünde 1918 yılında Ermeni Taşnak çeteleri tarafından katledilen 183 Türk bir toplu mezara sığdırılır. Kars’ın yaklaşık 28 km. doğusunda Türkiye-Rusya sınırındaki Ani Ören yeri yakınında yer alan Subatan köyünde kazısı yapılan bir başka toplu mezar soykırım sonuçlarını gösteren bir başka belgedir. Burada bulunan üç ayrı mezar yerinde 350'nin üzerinde şehidin gömülü olduğu arşiv belgeleri ve tanık ifadeleriyle belirlenmiştir.
1.Dünya Savaşı Sırasında hatta sonrasında doğu ve güney doğu Anadolu’da Ermeni terörünün yaşanmadığı yer yoktur. Bayburt, Erzurum, Kars, Ardahan, Iğdır, Adana, Kozan’da içinde insanlarıyla yakılan camiler, fırınlar, çarşılar, konaklar, evler, su kuyuları 1915-1920 tarihleri arasında bölgede yaşayan ErmenilerinTürklere karşı uyguladığı bu insanlık dışı saldırıların, vahşetin, zalimliğin, işkencelerin, ,tecavüzlerin izlerini taşıyan tarihi gerçeklerin ve yaşanmışlığın tanıklarıdır.
Bu acı olayların sonunda Türk Milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazandıkları zaferlerle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurarak, çağdaş dünyada varlığını devam ettirmeyi başarmıştır. Türk Vatanında emelleri olan emperyalist devletler ise, ulaşamadıkları amaçları uğruna Ermeni Terörünü "Asala Terör Örgütü" aracılığı ile yakın zamana kadar beslemiş ve desteklemişlerdir. Bu terör eylemlerinde; 1973-1985 yılları arasında ASALA (Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia/ Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu) tarafından 42 Türk Diplomat hayatını kaybetmiştir..
Ermenilerin Türkleri yok etmek üzere gerçekleştirdiği korkunç bir katliam da 1992 yılında 25 Şubatın 26 Şubata bağlandığı gece Azerbaycan toprağı Karabağ’da, Hocalı'da yaşanmıştır. Ermeniler 20.Yüzyılın başında Anadolu'da yaşattıklarını aynı yüzyılın sonlarında Karabağ’da yeniden tekrarlamışlardır. Yine Rusların desteğini alan Ermeniler, yine Rusların terk ettiği topraklarda savunmasız halka acımasızca saldırmıştır. Hocalı Katliamı aslında tam anlamıyla “Hocalı Soykırımı” bütün Türk Dünyası için sözün bittiği yer olmuştur...
Hocalı Soykırımının üzerinden 22 yıl geçti…
Dağlık Karabağ’da, Hocalı’da insanlığını kaybedenlerin insanlığı yok ettiği topraklarda artık hiçbir Türk yaşamamaktadır… Geride katliamın söndürdüğü ocaklar, yerini yurdunu terk ederek sığınmacı durumuna düşen 1 milyon Azerbaycan Türkü ve çekilen acılar, ayrılıklar, özlemler bırakarak...
Dünya ise Türklerin uğradığı soykırıma, yaşayamadıkları hayatlarına karşı sessizdir, seyretmeye ve susmaya devam etmektedir… Herkes uykudadır... Herkes uyurken katledilen Türkler yine herkes uyurken tarihi gerçeklere aykırı bir söylemle Ermeniler ve destekçileri tarafından sözde Ermeni Soykırımı suçlamalarının da hedefi olmuşlardır.
Ermenilerin Türk Milletine yaptığı soykırım ve katliamları hatırlatmak, Türk Milletine karşı sürdürülen sözde Ermeni Soykırımı iddiaları ile karalama politikalarına dur demek, Türk Milletine karşı yapılan haksızlıkları ve iftiraları göğüsleyen kesimlerin mücadelesine katkı sağlamak, bu mücadelede yalnız olmadıklarını hissettirmek, acıları paylaşmak ve farkındalık yaratarak geniş kitlelere bunu ulaştırabilmek amacı ile“Herkes Uyurken; Anadolu’dan Kafkasya’ya Ermeni Zulmü” başlığını taşıyan, Uluslararası Afiş Yarışması ve Sergisi’ni planlamış bulunmaktayız.
İnsan olmanın erdemi ile insanların insanca yaşama hakkına saygılı tüm dünya sanatçılarını ve tasarımcılarını bu uluslar arası Afiş Yarışmasına katılmaya davet ediyoruz.
“Herkes Uyurken; Anadolu’dan Kafkasya’ya Ermeni Zulmü”
Uluslararası Afiş Yarışma Şartnamesi
Yarışmanın Adı: “Herkes Uyurken; Anadolu’dan Kafkasya’ya Ermeni Zulmü” Uluslararası Afiş Yarışması
Amaç ve Kapsam
Bu yarışma, 1. Dünya Savaşı sürecinde ve sonrasında Ermenilerin Türk Milletine yaptığı soykırımlara ve katliamlarına duyarsız kalan dünyayı uyandırmak amacı ile gerçekleşmekte, insan haklarına saygılı, insanca yaşama hakkını önemseyen tüm sanatçıların ve tasarımcıların katılımını beklemektedir.
Katılım
Yarışma Takvimi:
İlk Başvuru Tarihi: 08.10.2014
Son Başvuru Tarihi: 05.01.2015
Değerlendirme: 15.01.2015
Sonuçların Açıklanması: 19.01.2015
Sergi: 26.02.2015
Sonuçlar, Gazi üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin resmi web sitesinden açıklanacaktır.
Eser Teslimi
“Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Gölbaşı Yerleşkesi/ Ankara-TÜRKİYE”adresine postalanacak veya istenen belgeleri sekretaryaya e-posta olarak gönderilecektir.
Yarışma Ödülü
Yarışma sonucunda dereceye giren eserlerin sahipleri, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başkenti Bakü’de açılacak olan sergi için orada misafir edileceklerdir.
Yarışmaya Katılan Eserlerin Sergilenmesi
Yarışma sonucunda sergilemeye değer bulunan eserler, 26.02.2015 tarihinde, Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi Sergi Salonunda sanatseverlerin beğenisine sunulacaktır. Daha sonra ise; Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği’nin uygun gördüğü sergileme alanlarında sergilenebilecektir.
Diğer
DÜZENLEME KURULU
Faig BAĞIROV, Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi
Prof. Dr. Alev ÇAKMAKOĞLU KURU, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı.
Doç. Dr. Fulya BAYRAKTAR, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı
Yrd. Doç. Şansal Erdinç, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı
Yrd. Doç. Dr. Bülent Salderay, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Öğr. Gör. Ali HERİSÇİ, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
SEÇİCİ KURUL
Ord. Prof. Dr. Arif AZİZ, Devlet Medeniyet ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Dekanı, AZERBAYCAN
Prof. Dr. Uğurcan AKYÜZ, Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı-KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
Prof. Dr. Mehmet BAŞBUĞ, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı- KIRGIZİSTAN
Prof. Seifolla BODİKOV, Karaganda Buketov Devlet Üniversitesi Dekanı, KAZAKİSTAN
Prof. Rustam KHUDAYBERGANOV, Kamolitdin Behzoda Ressamlık ve Tasarım Üniversitesi, ÖZBEKİSTAN
Prof. Sabit MAGAVİN, Karaganda Buketov Devlet Üniversitesi, KAZAKİSTAN
Prof. Sevil SÜLEYMANOVA, Devlet Ressamlık Akademisi Dekanı, AZERBAYCAN
Prof. Dr. Adnan TEPECİK, Başkent Üniversitesi, Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı –TÜRKİYE
Prof. Dr. Kuandyk YERALİN, Ahmet Yesevi Üniversitesi, KAZAKİSTAN
Doç. Dr. Alisher ALİKULOV, Kamolitdin Behzoda Ressamlık ve Tasarım Üniversitesi Dekanı, ÖZBEKİSTAN
Doç.Çiğdem DEMİR, Gazi Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı-TÜRKİYE
Doç. Dr. Suıutbek TOROBEKOV, Kırgızistan Milli Resim Akademisi Dekanı, KIRGIZİSTAN
SERGİ DÜZENLEME KURULU
Öğr. Gör. Dr. Naile ÇEVİK
Öğr. Gör. Umut DEMİREL
Araş. Gör. Ramazan CAN
Araş. Gör. Giray SELÇUK
GRAFİK TASARIM KURULU
Yrd. Doç. Dr. Dilek OĞUZOĞLU
Öğr. Gör. Yılmaz ÇIRACIOĞLU
Araş. Gör. Zeynep PEHLİVAN
İLETİŞİM VE YARIŞMA SEKRETERYASI
Adres: “Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Gölbaşı Yerleşkesi/ Ankara-TÜRKİYE”
e-posta: gazigsfetkinlik@gmail.com
Tel: (312) 425 76 75 (Dahili: 134/138)
Fax: (312) 425 34 10
UYARILAR
Sanatçılardan, yukarıda belirtilen uyarılara riayet edilmesi, önemle rica edilmektedir.
Ek. FORM
Sanatçının Adı-Soyadı |
|
|
Katıldığı Ülke |
|
|
E S E R İ N |
Adı |
|
Teknik Bilgileri |
|
|
Ölçüleri |
|
|
Yapıldığı yıl |
|
|
Eser Fiyatı |
|
|
İletişim için Adres :
Telefon: E-posta: |
|
|
Eserin Geri Gönderimi |
( ) Elden Teslim Alacağım
( ) Altta Belirttiğim Adrese Kargoyla Gönderin ADRES: -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
|
2025 Yılı Sosyal Transkript Takvimi
2232-A ve 2232-B Uluslararası Lider/Genç Araştırmacılar 2024/2 Çağrı Duyurusu
Üniversite Ziyaret Talepleri Hakkında
2024-2025 Yemek Bursu ve 2024-2025 Kısmi Zamanlı İş Başvuruları Başlamıştır
Rektörümüz Prof. Dr. Uğur Ünal'ın Üniversitemizi Kazanan Öğrencileri Tebrik Mesajı
Görüş, istek ve değerlendirmelerinizi bize iletin.